19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim üyelerince ”Türkiye’deki organik süt sığırcılığı” konulu bir araştırma yapıldı.

OMÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Erdem ve Yrd. Doç. Dr. Savaş Atasever’in yürüttüğü araştırmada, AB sürecindeki Türkiye’de organik süt sığırcılığı yetiştiriciliğinin temel özellikleri, organik hayvancılığa katkıları, dünyada ve Türkiye’de organik süt sığırcılığı yetiştiriciliğinin yapısal durumu ve geleceği konusundaki veriler derlendi.

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Erdem, araştırmayla ilgili yaptığı açıklamada, çalışma sonucunda elde edilen bilgilerden organik süt sığırcılığının yaygınlaştırılması gerektiğini sonucunun çıktığını söyledi.

Organik süt sığırcılığının dünyada her geçen gün geliştiğini, Türkiye’nin de bu gelişmelerin gerisinde kalmaması gerektiğini belirten Erdem, organik süt sığırcılığının ekonomiye önemli katkılar sağlayacağına işaret etti.

”Türkiye’de organik süt sığırcılığı için uygun potansiyel var”
Bugün pek çok ülkede çevre dostu üretim tekniklerinin uygulandığı organik hayvancılığın bir ivme kazandığının görüldüğünü ifade eden Erdem, Türkiye’nin de organik sığırcılık için uygun potansiyeli olduğunu belirtti.

Hayvan sağlığı ve refahı, barındırma, yetiştirme, damızlık seçimi, besleme ve kesim gibi çok sayıda faktörün organik süt sığırcılığı üzerinde önemli etkiye sahip olduğunu söyleyen Erdem, şu bilgileri verdi:

”AB sürecindeki Türkiye’de organik süt sığırcılığına uygun bir potansiyelin bulunması, bir avantaj olarak değerlendirilmektedir. Organik süt sığırcılığı, yüksek kalitede, sağlıklı, risksiz süt ve süt ürünleri istencindeki tüketicilere yönelik olarak, çevre dostu üretim teknikleriyle, kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen bir üretim yöntemidir.”

Erdem, organik süt sığırcılığının, son yıllarda özellikle AB ülkeleri ve ABD’de hayvansal üretim sistemleri içinde alternatif hayvancılık modeli olarak popülarite kazandığını vurguladı.

”Organik süt sığırcılığı uygulamalarında geri kaldık”
Türkiye’de organik süt sığırcılığı uygulamalarının çok geri kaldığını söyleyen Erdem, günümüzde özellikle ABD, Kanada, Avusturya, Danimarka, Almanya, İngiltere, Fransa ve Arjantin gibi ülkelerde hayvancılıkta organik üretime önemli ölçüde geçildiğine dikkati çekti.

Bugün organik hayvancılıkta en önemli ülkelerin ABD ve Kanada olduğunu belirten Erdem, şöyle devam etti:
”Bu ülkelerde bazı hormonların laboratuvar koşullarında insan ve hayvanlarda kanser oluşturabileceğinin saptanmasından sonra özellikle organik et ve süte olan talep artmıştır. Kanada’da yüzde 70 dolayında sertifikalı süt sığırı yetiştiricisi ve yaklaşık 7 bin baş organik süt sığırı bulunmaktadır. AB ülkelerinde ise sertifikalı organik süt sığırcılığının en yaygın olduğu ülke Avusturya’dır. Burada yıllık organik süt üretimi 300 bin tondur. Almanya’da organik süt üretimi yıllık 28,5 bin ton, Hollanda’da 60 bin ton dolayındadır. Türkiye’de ise son 10 yıldır organik ürünler gündemdedir. Ancak, organik ürünler konusunda tüketici bilincinin yetersiz olması, ürün çeşidinin ve fiyatlarının yüksek olması gibi başlıca sebeplerle, yapılan girişimlerdeki başarıyı önlemektedir.”

Erdem, gelişmiş ülkeler açısından risksiz, güvenli, geleneksel hayvancılığa alternatif bir sistem olarak kabul gören organik süt sığırcılığının dünya üzerindeki üretim pazar payından Türkiye’nin de pay alabilmesi için, organik ürünlerin teşvik edilmesi, sektöre ilgi duyanların bir araya getirilmesi ve Ar-Ge çalışmalarının artırılması gerektiğini de vurguladı.